ECO-TURKEY   Sayı 2 - Kasım 2024

Giriş İçindekiler Geçen sayılar Hedefler ve kapsam Yeşil Ev Ekoloji Birliği Kontaklar Künye

Kaz Dağları'nda vahşi madenciliğe hayır!

Kaz Dağları Ekoloji Platformu ve Ege Marmara Belediyeler Birliği'nin ortak çağrısı üzerine doğa ve yaşam savunucuları 5 Ekim'de Çanakkale kentinde kitlesel bir gösteri yürüyüşü için bir araya geldi.

Köylüler ve ekoloji aktivistleri, il ve ilçe belediyeleri, belediye başkanları, sivil toplum örgütleri, sendikalar, meslek odaları, çevre bölgelerden dernekler ve farklı siyasi partiler "Vahşi madenciliğe hayır" diyerek seslerini yükselttiler.

Son yıllarda Türkiye'nin doğal kaynaklarının kör kazanç hırsıyla yok edilmesi korkunç boyutlara ulaştı. Bu yok oluşun en yoğun olduğu yerlerden biri de yaşam dolu doğal güzelliğiyle dillere destan Kaz Dağları. Ve bu yağmanın en belirgin biçimlerinden biri de madencilik, özellikle altın ve bakır madenciliği için ormanların ve ekolojik yaşam alanlarının yok edilmesi ve çölleştirilmesi.


 1919 Alamos Gold orman
 kıyımından geriye kalan
 

Biga yarımadasının toplam alanının %79'u için madencilik şirketlerine maden arama ruhsatı verildi. Bunun %41'i aktif işletmeye dönüştürüldü. Teck Cominco, Pilot Gold, Fronteer, Alamos, SSR Mining, Eldorado Gold, Liberty Gold, Stratex, Centerra gibi çokuluslu şirketler bu yağmanın ön saflarında yer alırken, Avrupa Yatırım ve Kalkınma Bankası (EBRD) ve benzeri banka ve finans kuruluşları kredi sağlıyor. Cengiz Holding, Nurol Holding, Eczacıbaşı, Koç Holding, Zorlu, Tüprag, Ciner Grubu, Koza, Bahar Mining, CVK gibi yerel şirketler de siyasi iktidarın koruması altında yağmaya katılıyor.

Kaz Dağları ormanlarındaki bir milyondan fazla ağaç Cengiz Holding’in bakır madeni için katledilmek üzere X ile işaretlendi. Bu yoğun madencilik faaliyeti, 72'si endemik olmak üzere 1400'den fazla bitki türünden ve sayısız hayvandan oluşan Kaz Dağları'nın eşsiz ekosisteminin varlığını tehdit ediyor.

Bu tahribata karşı Kaz Dağları bölgesi halkı, ekoloji aktivistleri, doğasever hukukçular, bilim insanları ekolojik platformlarda, derneklerde ve hareketlerde örgütlendiler. Ormanlarda kurdukları kamplarda gece gündüz vicdan nöbeti tutuyorlar; siyasi iktidara boyun eğmiş yargıçlara ve bürokratlara karşı mahkeme salonlarında adaleti savunuyorlar.

Bu mücadeleler uluslararası neoliberalizm ve tek elden yönetilen otoriter bir siyasi iktidar koşullarında yürütülüyor. Gerçi çoğunlukla yenik düşüyor - ama paralel bir süreç daha var: Yaşam savunucularının örgütlenmesi genişliyor ve bütünleşiyor. Çanakkale mitingi bu uzun soluklu süreçte önemli bir kilometre taşı olmuştur.

Son Gelişme:


 Cengiz Holding’in bakır
 madeni için Kazdağları'nda
 ağaç kıyımı başlatıldı
 

Cengiz Holding’in Halilağa Altın Bakır Madeni Projesi kapsamında 1 milyon ağacın kesimine başlandı! Danıştay’da dava süreci devam etmesine rağmen başlatılan bu orman katliamı durdurulamazsa, 520 hektarı kaplayan bir yaşam alanı, binlerce canlıyı kapsayan bir ekosistem yok edilecek. Üç köy haritadan silinecek. Yörenin su toplama havzası ortadan kaldırılacak ve su kaynaklarına el konulacak. Alınan acele kamulaştırma kararları ile de köylülerin tarlaları gasp edilecek.

Ekoloji örgütlerinin acil çağrıları üzerine, bölge halkı ve doğa savunucuları, 9 Kasım saat 12:00'de Çanakkale, Bayramiç ilçesi, Hacıbekirler köyünde büyük bir mitingde buluştular!

Çevre köylerden ve Balıkesir, Muğla, Akbelen, Ayvalık, Bursa, Rize, gibi pek çok illerden ve ilçelerden doğa savunucuları, ekoloji örgütleri yanı sıra Belediye başkanları, sivil toplum kuruluşlarının ve politik partilerin temsilcileri mitingde yer aldılar. "Cengiz defol - Kaz dağları bizimdir - Direne direne kazanacağız - Faşizme karşı omuz omuza" sloganlarıyla yürüyüşe geçen halk, engiz Holding’in 10 hektarı kapsayan şantiye alanını doldurdu.


 Direne direne kazanacağız!
 

Bölgede daha önceden başlatılmış olan vicdan nöbeti devam ediyor. Ne var ki gücü henüz iş makinelerinin katliamını yavaşlatmaya ancak yetiyor. Direnişi sürdüren aktivistler, tüm doğa savunucularını maddi ve manevi - fiili ve moral dayanışmaya çağırıyorlar.