Ordu yaylaları vahşi madenciliğe karşı
Tüm Karadeniz bölgesini ele geçirmekte olan Maden işletmeciliği, şimdi Ordu'nun
Korgan ilçesinin Çobantepe, Taşkesiği, Kabatuzla, Keçiören, Adatepe yaylaları ile Aybastı
ilçesinin Perşembe yaylasını da tehdit ediyor. Bölge halkı buna karşı dineniyor. Ve direnişin
kararlılığı, örgütlülüğü giderek genişliyor ve gelişiyor.
|
Gönüllüler...
|
İlk tohumlar... Gönüllüler maden araştırmalarına karşı
5 Ağustos’ta Alankent Soğluk Obası şenliğinde Aybastı ve Korgan sakini gönüllüler,
maden aramaya karşı imza topladılar. Bilgilendirici broşürler dağıttılar. Madencilik faaliyetinden
yaylaların zarar göreceğini, su kaynaklarının zehirleneceğini, meraların kullanılmaz hale
geleceğini, hayvancılığa ve endemik çeşitliliğe darbe vurulacağını anlattılar.
Kabataş ilçesi Belediye Başkanı, imza kam¬panyasına katılım çağrısı yaptı. İmza
toplayan, Gönüllüler, "Aybastı, Kabataş, Çamaş, Gürgentepe, Altınordu belediye başkanlarından
imza aldık. Mücadelemiz hem hukuki, hem fiili olarak devam edecek." dediler.
Şirket üç kez kovuluyor
Taşzemin Şirketi, Aybastı Perşembe ve Korgan yaylalarındamaden arama için
başvurmuştu. Ordu Valiliği Mera Kurulu önce olumsuz karar verdi. Ancak şirketin ikinci kez
başvurusu üzerine, (ne olduysa oldu!) aynı kurul bu kez olumlu karar verdi. Ordu Çevre Derneği,
bu karara karşı yürütmeyi durdurma davası açtı. Şirket ise hemen sondaj çalışmalarına girişti.
|
"Sondaj alanına - mücadeleye!"
|
Ve bununla birlikte Korgan-Aybastı sakinlerinin sabırlarını tüketmecesine tekrar
tekrar yaşanan bir olaylar zinciri başladı:
Halk, (başlangıçta "Korgan Aybastı Yaylaları Platformu", sonra Kabataş ilçesinin de aralarına katılması üzerine "Korgan Aybastı Kabataş
Yaylalarını Koruma Platformu" önderliğinde) sondaj alanına giriyor. Sondaj örneklerini parçalıyor. Yaylaların, toprağın, otlakların ve su kaynaklarının canına okuyan maden şirketine
gittikçe artan öfkesini dile getiriyor. Sondaj çalışmaları durduruluyor. Şirket yayladan kovuluyor. Kısa süre sonra ekipler sessizce geri dönüyorlar, çalışmalar yeniden başlıyor...
Sabırlı kararlılık
Bu süreç 1 Eylül'de, 9 Eylül'de, 29 Eylül'de tekrarlandı. Ama değişen şeyler de
vardı: Direnenlerin sayısı (giderek azalacağına) artıyordu. Kararlılıkları bileniyordu. Onlar,
Karadeniz'in güvenilmez sularında sabretme yetenekleri çelikleşmiş bir balıkçı toplumunun
çocuklarıydılar. Baştan beri kalbi direnişçilerle bir atan Kabataş'ın da platforma resmen
katılmasıyla kanıtlandığı gibi: Süreç içinde direnişin örgütlülüğü genişliyor, gelişiyor,
yapılanıyordu.
|
En ön safta kadınlar!
|
Sondaj faaliyetleri yasadışı
Bir şey daha değişmişti: Mera Kurulu'nun garip kararı ardından açılan yürütmeyi
durdurma davası sürecinde, şirketin sondaj için gerekli izne sahip olmadığı, çalışmaların
yasadışı olduğu ortaya çıkmıştı. 29 Eylülde Korgan Aybastı Kabataş Yaylalarını Koruma
Platformu'nun çağrısıyla sondaj alanına giren Aybastı-Korgan sakinleri, bu yasadışı faaliyete
derhal son verilmesini ve alanın boşaltılmasını talep ettiler. Şirketin çadırı söküldü, makinalar
mühürlendi ve jandarmaya tutanak tutturuldu.
|
Alanı derhal boşaltın!
|
Nihayet yürütmeyi durdurma kararı
8 Ekim'de, Ordu Çevre Derneği’nin "Korgan Yaylalarında başlatılan ve Perşembe
Yaylası’nı da olumsuz etkileyecek olan sondaj çalışmasının durdurulması" talebiyle açtığı davada,
Ordu İdare Mahkemesi “yürütmeyi durdurma” kararı verdi. Derneğin aynı zamanda yönetim kurulu
üyesi olan dava avukatı Platform'un düzenlediği büyük mitinge de işaret etti, "Karar
haklılığımızı bir kez daha gösterdi. Şimdi mücadeleyi yütme zamanıdır: 13 Ekim mitingimizi
şenliğe dönüştüreceğiz" dedi.
"Biz kazandık!" 13 Ekim mitingi
Korgan Aybastı Kabataş Yaylalarını Koruma Platformu tarafından düzenlenen “Madene
Hayır” mitingi, 13 Ekim'de, Perşembe Yaylasında,"Er Meydanı"nda, yaklaşık 5 bin kişinin
katılımıyla yapıldı. Mitinge Ordu Çevre Derneği'nin başkanı, Üniversite öğretim üyeleri ve ilçe
belediye başkanları da katıldı. Platform sözcüsü konuşmasında şunları söyledi:
"Mücadele, mücadele, mücadele!
Bunun örneğini üç kez yaşadık, bugün dördüncüsünü yaşıyoruz.
Üç kez sondaja gitme çağrısı yaptık:
Sel olduk aktık!
Bugün deniz olduk!
Yarın okyanus olacağız!"
|