ECO-TURKEY

SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR YAŞAM İÇİN MÜCADELEDEN HABERLER
Türkiye Ekoloji Birliği'nin bileşeni Yeşil Ev'in bülteni
Sayı 1
Ağu. 2024

Giriş İçindekiler Geçen sayılar Hedefler ve kapsam Yeşil Ev Ekoloji Birliği Kontaklar Künye

İliç'in ölümcül CED raporu iptal edildi

Mahkeme, İliç maden faciasına neden olan Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunu iptal etti.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan raporda, Erzincan'ın İliç ilçesinde Anagold Madencilik Şirketi tarafından siyanür yöntemiyle yapılan altın çıkarma işleminin "çevreye herhangi bir tehlike oluşturmadığı" iddia edildi. Mahkeme, "onlarca riskin dikkate alınmadığı" nedeniyle raporun hukuka aykırı olduğuna karar verdi.

Şikayetçinin avukatı, bu kararla Anagold'un lisansının iptali için gereken şartların oluşmuş olduğunu belirtti. Şunu da ekledi:. "Bu karar, iktidardaki AKP Genel Merkezi'nin verdiği talimatlar ve AKP uzmanlarının raporu doğrultusunda alındı. Bunu ise 13 Şubat felaketi zorunlu kıldı."

Ne oldu?

13 Şubat'ta saat 14.30'da Anagold Maden'in "liç" yığını, yani altını alınmış siyanürlü çamur dağı birden harekete geçti: 10 milyon metreküplük atık kütlesi, saniyede 10 metre hızla başlayarak, Sabırlı Deresi'ne doğru aktı; 800 metre ilerledi ve 30 hektarlık bir alanı kapladı.

 Siyanürlü çamur dağı harekete geçti
 

Siyanür bataklığının altına gömülen 9 madenci hayatını kaybetti.

Sabırlı Deresi, Fırat Nehri ve barajı - Urfa'daki Harran ovasına kadar kalıcı olarak siyanürle zehirlendi. Binlerce ölü balık 40-50 gün boyunca kıyılara vurdu.

Oysa yerel halk, yaşam savunucuları ve özverili hukukçular, göz göre göre gelmekte olan olan felakete karşı yıllardan beri uyarmış, bu çılgınlığa son vermek için mücadele etmişlerdi: Maden kuyuları, siyanür gölü, atık depoları ve siyanürlü çamur dağı yerleşim yerlerinin yakınında ve hayati önem taşıyan Fırat Nehri'ne akan Sabırlı Deresi'nin yanıbaşındaydı.

Siyanür gölü havayı ve çevredeki yaşam alanlarını zehirliyordu. Yetmez gibi, kullanılan "modern" buharlaştırıcılar da zehirli göl suyunu mikroskobik damlacıklar bulutu halinde havaya püskürtüyor, zehirin yayılması sürecini daha da yoğunlaştırıyorlardı.

Maden kuyularındaki sürekli dinamit patlamaları, bir deprem zinciri gibi, insanlara ve çevredeki diğer canlılara dünyayı dar ediyor, daha önemlisi, zehirli çamur dağını sarsıyordu. Bu ise zehirli atık yığınının her an bütünlüğünü kaybedip çevreye akması riskini yaratıyordu. Nitekim şikayetçilerin yıllarca süren uzun mahkeme süreçleri, bu korkunç felaketle ansızın sona erdi.

(Haber kaynağı: Yeşil Gazete 20 Ağustos 2024)